Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Araştırma Merkezleri Açılış Töreni’ndeki konuşmasında, üniversitelerin bilgiyi aktarma, üretme ve kullanma fonksiyonu olduğunu anımsattı.
Üniversitelerden elde edilen bilgilerin tarımdan sanayiye, savunma sanayisinden sağlığa her alanda birtakım çözümlerin üretilmesi, yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi açısından son derece kıymetli olduğunu belirten Yılmaz, her üniversitenin belirli konulara yoğunlaşması ve farklılaşmasının, içinde bulunduğu bölgenin, toplumun meselelerine göre önceliklerini şekillendirmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Yılmaz, üniversiteye girişte fırsat eşitliğinden öğrencilerin barınma imkanlarına, bilim insanı desteklerinden burslara, yüksek öğrenimi her yönden dönüştürme çabası içinde olduklarını ve bu alana çok ciddi kaynaklar ayırdıklarını söyledi.
Dünya çapında tanınmış programları, gelişen fakülteleri, yenilikçi araştırma merkezleriyle ODTÜ’nün Türkiye’nin en saygı üniversitelerinden biri olduğunu dile getiren Yılmaz, üniversitenin güçlü araştırma altyapısıyla, öğrencilerin ve akademisyenlerin bilimsel çalışmalarını destekleyerek geleceğin teknolojilerinin geliştirilmesine imkan tanıdığını kaydetti.
“DAHA FAZLA ARAŞTIRMA, DAHA FAZLA PROJE GELİŞECEKTİR”
ODTÜ’yü, Times Higher Education 2024 Dünya Üniversiteleri Sıralamasında ilk 351-400 bandında yer alarak Türkiye’deki devlet üniversiteleri arasında birinci sıraya yerleşmesinden dolayı tebrik eden Yılmaz, ODTÜ’lü akademisyenlerce üretilen makalelerin bugün dünyanın önde gelen bilimsel dergilerinde yayınlandığını, önemli bilim organizasyonlarında akademisyenlerin bildirilerine yer verildiğini ifade etti.
Yılmaz, Rüzgar Enerjisi Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (RÜZGEM) bünyesinde faaliyete geçen Büyük Rüzgar Tüneli’nin yanı sıra Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Merkezi (DEKOSİM), Dişli ve Güç Aktarma Sistemleri ve Titreşim Uygulama ve Araştırma Merkezi (DİMER), Çim Amfi Projesi, öğrenci merkezi gibi farklı çalışmaların da tören vesilesiyle hizmete gireceğini söyledi.
Bunların çok önemli altyapılar olduğuna işaret eden Yılmaz, “Bu altyapıların katkısıyla daha fazla araştırma, daha fazla proje gelişecektir diye yürekten inanıyorum.” ifadesini kullandı.
RÜZGEM’in rüzgar enerjisi alanında Türkiye’nin en ileri araştırma ve uygulama merkezi olarak yenilikçi projelere ve sürdürülebilir enerji çözümlerine öncülük ettiğine dikkati çeken Yılmaz, yerli ve milli üretimi teşvik eden RÜZGEM’in Türkiye’nin rüzgar enerjisi teknolojilerinde dışa bağımlılığını azaltmak için önemli bir imkan oluşturduğunu söyledi.
Yılmaz, burada faaliyete geçen büyük rüzgar tünelinin ise havacılık ve savunma sanayisinden inşaat sektörüne, rüzgar enerjisi sektöründen otomotive varıncaya kadar birçok alanda endüstriyel test merkezi hizmeti verebilme kapasitesine sahip bir teknoloji merkezi olduğunu bildirerek, havacılık sektörü başta olmak üzere inşaat, mimarlık, ulaşım, enerji ve benzeri kritik sektörlerde kullanılan ürünlerin rüzgar tünellerinde teste tabi tutularak hava akımı içerisindeki tepkimelerinin ölçüldüğünü anlattı.
Tasarımı ve üretimi Türkiye’ye ait projeleri yurt dışındaki rüzgar tünellerinde test etmenin, bilgi güvenliği açısından önemli bir risk oluşturduğunu, bu rüzgar tüneliyle riskin de ortadan kalktığını anlatan Yılmaz, bu merkezin tamamına yakın parça ve bölümlerinin yerli firmalarca yapıldığını, merkez sayesinde öğrencilere, hassas bilimsel teknolojik araştırma ve test çalışmalarının nasıl yapılması gerektiğinin ve bunların endüstriyel gelişmeye nasıl aktarıldığının da uygulamalı gösterileceğini ifade etti.
Yılmaz, bu tesisin yeni nesil mühendislere büyük ilham kaynağı olacağına ve yenilikçi projelere altyapı sağlayacağına inandığını belirterek, 2011’den bu yana büyük rüzgar tünelinin ODTÜ’ye ve ülkeye kazandırılması için emek veren herkese teşekkür etti.
“TÜRKİYE TEKNOLOJİ İHRAÇ EDEN BİR ÜLKE HALİNE GELDİ”
Çok güçlü firmaların ODTÜ Teknokent’te ülkenin savunma sanayisine katkıda bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Bundan 20 yıl kadar önce savunma sanayisinde yüzde 80 oranında dışa bağımlıyken Türkiye, bugün bu oran yüzde 20’lerin altına gelmiş durumda. Bu da ülkemizin güvenliği açısından olduğu kadar bağımsızlığı açısından da çok önemli. Bağımsızlığı ben ikiye ayırıyorum doğrusu. Bir hukuki bağımsızlık var, bir de reel bağımsızlık var. Bir ülke hukuki olarak bağımsız olabilir, Birleşmiş Milletler’in üyesi olur, diğer ülkeler onu bağımsız bir ülke olarak tanıyor olabilirler ama altyapısı, ekonomisi, teknolojisi, üretim gücü olmayan bir ülkenin savunma sanayisi gibi kritik alanlarda başkalarına bağımlı olan bir ülkenin, gerçek anlamda ne kadar bağımsız olabileceğini takdirinize bırakıyorum.”
Yılmaz, bu alanda elde edilen ilerlemelerin, sağlanan gelişmelerin ülkenin gerçek anlamda bağımsızlığını destekleyen, güçlendiren süreçler olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bu açıdan savunma sanayisini çok önemli görüyoruz. Son 20 yılda bir devrim yaşandı savunma sanayisinde ve bugün geldiğimiz noktada geçen yıl itibarıyla 5,5 milyar dolar savunma sanayi ihracatımız oluştu. Bu sene beklentimiz 7 milyar dolara kadar çıkması. Bu gerçekten çok önemli. Geçmişte Türkiye bir teknoloji pazarıyken şimdi teknoloji ihraç eden bir ülke haline geldi. Bu çok çok kıymetli, altını çizmek istiyorum. Bunlar sadece terörle mücadelede veya ülkeler arası rekabette savunma güvenliğimizi pekiştirmekle kalmıyor, katma değeri yüksek bir ekonomi inşa etmemize de çok büyük katkıda bulunuyorlar.”