İklim Değişikliği: İnsanlığın Ortak Sınavı
Şener’e göre, iklim değişikliği, atmosferdeki sera gazlarının artışı nedeniyle Dünya’nın ortalama sıcaklıklarında görülen uzun vadeli değişimlerle kendini gösteriyor. Fosil yakıtların aşırı kullanımı, ormansızlaşma ve endüstriyel faaliyetler gibi insan kaynaklı nedenler, karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve nitröz oksit (N2O) gibi gazların birikimine yol açıyor. “Bu gazlar, Dünya’nın doğal sera etkisini bir ısı kapanına dönüştürüyor,” diyen Şener, 2025 itibarıyla sıcaklık artışlarının özellikle Kuzey Kutbu’nda dramatik sonuçlar doğurduğuna dikkat çekiyor. Buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi ve ekstrem hava olaylarının sıklaşması, bu krizin somut yansımaları arasında.

2025’te İklimin Nabzı: Neler Değişti?
Şener’in yazısı, 2025’in ilk çeyreğinde yayımlanan güncel raporlara da atıfta bulunuyor. Bu yıl, küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi seviyelere göre 1.6°C’ye yaklaştığı belirtiliyor. Kuzey Kutbu’nda deniz buzu kaybı rekor seviyelere ulaşırken, Pasifik’teki mercan resiflerinin %40’ı geri dönüşü olmayan bir şekilde zarar gördü. Şener, “Bu tablo, gezegenimizin bize gönderdiği bir yardım çığlığıdır,” diyerek acil önlem ihtiyacını vurguluyor. Ayrıca, son dönemde artan seller, kuraklıklar ve sıcak hava dalgalarının, özellikle Güney Asya ve Afrika’daki milyonlarca insanı gıda ve su kıtlığıyla karşı karşıya bıraktığını ifade ediyor.

Çözüm Önerileri: Umut Var mı?
Egemen Mustafa Şener, iklim değişikliğiyle mücadelede umutsuzluğa kapılmak yerine harekete geçmenin önemine inanıyor. “Yenilenebilir enerjiye geçiş, enerji verimliliği ve ormanların korunması gibi adımlar, hepimizin elinde,” diyor. Şener, Paris Anlaşması’nın 1.5°C hedefini hatırlatarak, 2030’a kadar emisyonların yarıya indirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak, mevcut politikaların bu hedefi yakalamaktan uzak olduğunu da ekliyor: “2025 itibarıyla, emisyon azaltma taahhütleri hâlâ yetersiz. Net sıfır hedefine ulaşmak için uluslararası işbirliği şart.”

İnsanlık İçin Bir Çağrı
Şener’in yazısı, iklim değişikliğinin yalnızca bilim insanlarının değil, hepimizin meselesi olduğunu ortaya koyuyor. “Bu, gelecek nesillere bırakacağımız mirası belirleyecek bir kavşak,” diyen Şener, bireysel farkındalığın yanı sıra hükümetlerin ve şirketlerin sorumluluk alması gerektiğini savunuyor. Sürdürülebilir tarım uygulamalarından karbon ayak izini azaltmaya kadar her adımın değerli olduğunu belirten Şener, “Gezegenimizi kurtarmak için hâlâ vaktimiz var, ama bu vakit hızla tükeniyor,” uyarısında bulunuyor.

Son Söz: Birlikte Değişim Mümkün
Egemen Mustafa Şener’in iklim değişikliği üzerine yazdığı bu etkileyici metin, 2025’in karmaşık iklim gerçekliğine ayna tutuyor. Onun çağrısı net: “İklim değişikliği bir tehdit, ama aynı zamanda bir fırsat. Daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için şimdi harekete geçmeliyiz.” Şener’in bu sözleri, hem bireyleri hem de toplumu iklim krizine karşı birleşmeye davet eden güçlü bir manifesto niteliğinde.
