Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Öldürücü ‘turuncu tehlike’

Çöl tozlarının bu hafta ülkemizi etkisi altına alması bekleniyor. Kilometrelerce mesafe kat edebilen çöl tozlarına karşı Toraks Derneği uyardı. Uzmanlar, ‘turuncu tehlike’ olarak da tanımlanan çöl tozlarının bebekler, çocuklar yaşlılar, astım ve KOAH hastaları için ölümcül olabileceğine dikkat çekiyor

Çöl tozlarının bu hafta

Çöl tozları fırtınalarla birlikte birkaç bin kilometre yol alabiliyor ve kıtalar arası etkilere sebep olabiliyor. Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi Uzm. Dr. Sabri Serhan Olcay, “Örneğin, Sahra Çölü’nden kalkan tozların yüzde 12’si Avrupa’ya, yüzde 28’i Amerika’nın batısına kadar ulaşabilmektedir” dedi.

ŞEHİRLER TURUNCUYA BOYANIYOR
Uzm. Dr. Olcay, Türkiye’nin, Doğu Akdeniz havzasında yer aldığını ve azımsanmayacak bir alanı kaplayan dünyanın büyük toz kaynakları Sahra Çölü, Arabistan Yarımadası ve İran çöllerinden her yıl ortalama 20 milyon ton çöl tozunun, özellikle mart, nisan ve mayıs aylarında Anadolu’ya ulaştığını söyledi. Uzm. Dr. Olcay, “Sahra Çölü’nden her yıl Akdeniz bölgesine 4 milyon ton toz gelmekte, ulaşan bu tozlar bölge havasındaki parçacık madde miktarını yüzde 35 oranında arttırmaktadır” dedi. Normalde doğal bir döngü halinde çöl tozları içindeki demirin, bulut içerisinde güneş ışığının etkisiyle +3’ten +2’ye indirgenerek yağışlarla birlikte yeryüzüne indiğini söyleyen Uzm. Dr. Olcay, şöyle dedi: “Bitki, toprak ve su kaynakları için önemli işlevler görür. Fakat günümüzde iklim krizinin yol açtığı kuraklık ve çölleşme sonucunda olağan dışı bir şekilde kırmızı renkli tabakalı silikat ile şehirler adeta turuncuya boyanmakta, insanlar daha sık çöl tozlarına maruz kalmakta ve bu hava kirliliği ve çöl tozlarının çok değişken içeriği nedeniyle önemli sağlık sorunları yaşanmaktadır.”


ALP DAĞLARI BİLE TURUNCUYA BOYANMIŞTI
SAHRA Çölü’ndeki fırtınadan kalkan tozlar ile her yıl bir kez karşılaşan Avrupa’nın bu yıl şimdiden 2 kez çöl fırtına tozu ile karşılaştığını söyleyen Uzm. Dr. Olcay, “2022 yılında da Sahra Çölü’ndeki son fırtına Avrupa’daki birçok kentte gökyüzünü ve yeryüzünü turuncuya boyamıştır. Öyle ki İsviçre’de Alp dağlarının karları turuncu renk almıştır” hatırlatması yaptı.

ÜLKEMİZ ÇÖL TOZLARININ ETKİSİ ALTINA GİRİYOR
TÜRK Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Sekreteri Uzm. Dr. Selin Çakmakcı Karakaya da çöl tozlarının bu hafta ülkemizde etkili olmasının beklendiğini söyleyerek, şöyle dedi: “İçinde bulunduğumuz hafta boyunca çöl tozlarının ülkemize ulaşması beklenmektedir.”

TOZ FIRTINASI ASTIM VE KOAH’I ARTIRIYOR
Bu tozlar ile en fazla karşılaşan illerden biri Gaziantep’te maruz kalınan çöl fırtınalarının, günlük sıcaklık ve havadaki parçacık madde, ayaktan tedavi, acil servis ve hastane yatışları ile ölümler üzerine etkisinin araştırıldığını söyleyen Uzm. Dr. Karakaya şöyle dedi: “Yapılan çalışmada, toz fırtınası olan günlerde astım ve KOAH ilişkili acil servis başvurularının ve astımla ilişkili ölümlerin arttığı ortaya konulmuştur. Ayrıca, toz fırtınası ile kalp yetmezliği nedeniyle yatarak tedavi gören hastaların sayısında bir artış gözlemlenmiş. Akut koroner sendrom kaynaklı ayaktan tedavi, hastaneye yatış ve ölüm oranlarında da artış görülmüştür.”

SOLUNUM ŞİKAYETLERİ ARTIYOR
Kilometrelerce mesafe kat edebilen çöl tozlarının yapısında çok yoğun miktarda polen bulunduğına da dikkat çeken Uzm. Dr. Karakaya, şöyle dedi: “Bu durum özellikle bebekler, çocuklar, yaşlılar başta olmak üzere alerjik rinit, astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabeti olanlar için daha da tehlikelidir. Yapılan çalışmalarda bu dönemde öksürük, nefes darlığı gibi şikayetlerde ve solunum hastalıkları nedenli acil servis başvurularında artış olduğu gösterilmiştir.”

MASKE KULLANIN
HAVADA çöl tozu olduğunda yapılması gerekenleri de Uzm. Dr. Karakaya, şu şekilde açıkladı: “Kapalı ortamda kalmak, dışarı çıkılacaksa ağız ve burnu mümkünse parçacık tutucu maske (FFP2, FFP3) veya normal maske veya ıslak bezle kapatmak, açık havada egzersiz yapmamak, araba kullanırken havalandırmayı çalıştırmamak yararlıdır.”