On bir ayın sultanı ramazanın oruç tutanlar için beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir ay olduğunu belirten İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Sedef Aksu, sahur ve iftarda binbir derde deva olan kefir içilmesini önerdi. Aksu “Kefirin düzenli tüketimi, sağlıklı beslenme açısından önemli” dedi.
1 BARDAK KEFİR, 80-110 KALORİ
Aksu, kefirin, ‘kefir mayası’ adı verilen özel bir maya kullanılarak sütün fermente edilmesiyle elde edilen bir içecek olduğunu belirterek, “Kefirin sağlığa birçok yararı olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Kefir probiyotik özelliğe sahiptir. Ayran görünümünde fermente bir süt içeceği olan kefirin, 1 su bardağı yaklaşık 80-110 kalori arasındadır” dedi.
ARA ÖĞÜNLERDE KEFİR İÇİN
Özellikle demir eksikliği anemisi sorunu bulunan kişilerde yüksek kalsiyum içeriği bulunan kefirin, demir içeriği yüksek besinlerle bir arada tüketilmesinin önerildiğini söyleyen Aksu, şöyle dedi: “Demir içeriği yüksek olan besinler arasında yumurta, balık, kuru baklagiller kırmızı et, beyaz et ve koyu yeşil yapraklı sebzeler yer almaktadır. Kefir tüketimini ara öğünlerinizde rahatlıkla tercih edilebilirsiniz. ”
KAN ŞEKERİNİ DENGELER
Bir bardak kefirin vücuda bir ara öğünde alması gereken tüm vitamin ve minerallerin yanı sıra, karbonhidrat ve proteini de verebileceğini söyleyen Aksu, şunları söyledi: “Kefir gibi probiyotikler, protein ve yağların kolay sindirilmesini sağlar. Glisemik indeksi düşük olan kefir, içerdiği proteinle birlikte midede uzun süre kaldığı için tokluk hissi verir ve kan şekerinin de hızlı yükselmesini engeller. Böylece yaşanılan açlık krizlerinin önüne geçerek fazla besin tüketimi ve yüksek kalori alımını da azaltır.”
“Mikroorganizma içeriğinin yüksek olmasından dolayı 2 yaş öncesinde kullanılması tavsiye edilmemektedir” diyen Aksu, şu öneride bulundu: “2 yaş sonrası çocuklar günlük 1 çay bardağı, yetişkinler ise günlük 1 su bardağı kefir tüketebilir.”
PROBİYOTİK DEPOSU
Sindirim sistemimizdeki yararlı bakterilere ‘probiyotik’ adı verildiğini belirten Aksu, “Kefir, probiyotik besinlerin başında yer alır. Kefirin bağırsak sağlığı üzerindeki etkileri içeriğindeki probiyotiklerden kaynaklanır. Probiyotik, vücudumuz için yararlı bakteriler olup sindirim sisteminin düzenlenmesi gibi pek çok olumlu etki gösterir. Kefir, metabolizmayı da hızlandırır ve tokluk hissi sağlar. Sindirim sistemini düzenlediği için kabızlık, şişkinlik gibi durumlarda da etkilidir” dedi.
FAZLA TÜKETİLİRSE ZARARLI OLABİLİR
Birçok olumlu özelliğe sahip olsa da kefirin, aşırı tüketiminin zararlı olabileceğini belirten Aksu, şunları söyledi: “Özellikle tedavi gördüğü bir hastalığı olan ve düzenli ilaç kullanan bazı kişilerde kefirin tüketimi sakıncalı olabilir. Kefir belirli ilaçlarla etkileşim gösterebilir ve ilaçların etkisini değiştirebilir. Böbrek hastalarında yüksek fosfor içeriği nedeniyle kefir tüketimi sakıncalı olabilir. Bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkları olan veya bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullananlarda kefirin içerisindeki mayalar farklı türde reaksiyonlara neden olabilir. Laktoz intoleransı olanlar kefiri sınırlı miktarda tüketmelidir. Herhangi bir ilaç kullanımı veya kronik sağlık sorunu olan kişiler, kefir tüketmeden önce doktorlarına veya diyetisyenlerine danışmalıdır.”
ANTİDEPRESAN YERİNE KEFİR
Aksu, kefirin faydalarını şöyle sıraladı:Yüksek besin değerine sahiptir.
B12 vitamini ve diğer B grubu vitaminleri açısından zengindir.
Bilişsel fonksiyonları güçlendirir.
Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu özellik taşır.
Tansiyonu dengeler.
Kas, kemik ve diş sağlığını korur.
Kilo vermeye yardımcı olur.
İyi bir biyotin kaynağı olarak cildi güzelleştirir ve dermatolojik hastalıkların iyileştirilmesine yardımcı olur.
Karaciğer ve böbrek hastalıklarından korur.
Probiyotik kaynağı olarak sindirim sistemini ve bağırsak florasını düzenler.
Bağışıklığı destekler.
Kefir içeriğindeki ‘triptofan’ sayesinde sinir sisteminin iyi çalışmasına yardımcı olur. Rahatlatıcı ve sakinleştirici etki sağlar.
Halsizlik, iştahsızlık, uykusuzluk ve yorgunluğa da iyi gelir.
Kalsiyum ve magnezyum içeriğiyle menopoz öncesi ve sonrasında kemik kaybını engeller.
Anti-enflamatuvar (iltihap önleyici) etkiye sahiptir. Tokluk sağlar.